Bazı insanlar sihirbazların hayvanlara zarar verip vermediğini merak ediyor, bazıları verdiğini düşünüyor. Bunda özellikle geçtiğimiz yıllarda çok popüler olan The Prestige adlı, sihirbazları ele alan başarılı filmdeki sahnelerin de etkisi var. Filmde sihirbaz bir kuşu kaybediyor, sonra tekrar meydana getiriyor ancak daha sonraki sahnelerde görüyoruz ki aslında ilk gösterilen kuş kafesin içinde ezilerek ölüyor ve yerine sonradan başka bir kuş gösteriliyor.
Böyle bir şey mümkün mü ? Biz cani miyiz ? Bizler sanatçılarız ve hayvanlara karşı pek çok insandan daha duyarlıyız. Gösterilerimizde hayvanlar kullanılıyorsa, tüm ekipmanlar onların güvenliğine ve rahatına uygun şekilde tasarlanmıştır ve asla sağlıklarını tehdit edecek bir uygulama yapılmaz. Hayvanların gösterilerde kullanılması ve hatta evcil olarak beslenmesi konusunda da karşıt görüşleri olanlar vardır elbet, bu konuya girmeyeceğim ancak sizi temin ederim ki sihirbazlar sorumluluklarını taşıdıkları hayvanlara ne gösteri esnasında ne de arda kalan vakitlerde kötü davranmaz, aksine şefkat ve sevgi dolu ilgi gösterirler. Sihirbazların gösterilerinde kuşlar, tavşanlar, kaplanlar, maymunlar, kediler, köpekler, yılanlar, örümcekler ve bir çok farklı hayvan yer alabilir.
Bununla birlikte tabii ki tüm sanatçıların aynı bilinçte olmasını bekleyemeyiz, bizleri utandıracak bir kaç örnek varsa, sizinle birlikte biz de kınarız. Öte yandan, malesef ki benim de şahit olduğum bir kaç olay olmuştur, olmaktadır. Nasıl ki bir akrobat ipten düşüp, koruma ağı olmasına rağmen ayağını incitebiliyorsa, aynı şekilde hayvanların incindiği nadir durumlar da söz konusu olmaktadır. Bu duruma sebebiyet verenleri, insan ya da hayvan fark etmez, gösteri güvenliğini yeterli düzeyde sağlamayıp birilerinin incinmesine imkan oluşturan herkesi şiddetle kınıyorum.
Hayatım boyunca pek çok hayvanın bakımını üstlendim, ayağı kırık bir kargaya bile iyileşene kadar bakmışlığım var, hayvanları gerçekten çok severim. Eskiden gösterilerimde bana eşlik eden güzeller güzeli üç beyaz kumrum vardı, insanlar genellike beyaz güvercin zannederlerdi. Anne, baba ve çocuk, bir aileydiler. Son olarak sizlerle yıllar önce birlikte yaşadığım güzel kumrularım için yazdığım bir şiiri paylaşmak isterim. Bu şiirde onlara duyduğum sevgiyi, biraz da insanlara karşı eleştirel bir tavırla görebilirsiniz.
[headline type=”h4″ title=”Kuşlarım Hakkında”]
29.07.07 (saat 05:**)
Aşığım onlara,
Hayatımı paylaşıyorum onlarla,
Ekmeğin içini ufalayıp onlara veriyor, gerisini ben yiyorum.
Etrafımdaki insanlar ise, birbirlerinden saklıyorlar,
En değerli ve en değersiz yiyeceklerini.
Benim yaşadığım pencereli kafeste,
Küçük başka bir kafesin içinde yaşıyorlar.
Her hırsızın açabileceği bir kapısı olsa da kafesin,
Kendileri açamıyorlar.
Etrafımdaki tüm diğer kapılar,
Hep hırsızlar açamasın diye yapılıyor.
Onların evinde fazla ıvır zıvır yok,
Dümdüz bir sopayı koltuk olarak kullanıyorlar.
Etrafımdaki evlerde ise lazım olmayan ne varsa var.
Bütün gün aynı cümleleri tekrarlayarak konuşuyorlar.
Etrafımdaki insanlar da tıpkı öyle, aynı cümleler.
Kafesin kapısını açtığımda önce bana şöyle bir bakıyorlar,
Sonra kanatlarını çırparak çıkıyorlar evlerinden,
Benim evime geçiyorlar.
Salonun ortasındaki avizeye konuyorlar hep,
En yüksek yer orası kuşlarım için.
Zaten etrafımdaki insanların aksine,
Daha yükseklerde gözleri yok, mutlular benle.
İş hayatımız dışında sadece ben istediğim zaman görüşüp sevişiyoruz.
Geri kalan zamanda kafeslerine beni bekliyorlar.
Etrafımdaki insanlar her fırsatta birileriyle görüşmeyi marifet biliyorlar.
Tek kötü huyları oraya buraya küçük kakalar yapmaları.
Ancak etrafımdaki insaların birbirlerinin ağızlarına yaptıkları kakaları görünce,
Bu huylarının da çok kötü olmadığını anlıyorum.
Bir tanesini maviye boyadım sevgililerimin.
Bana kızmadı ya da belli etmiyor.
Hatta beni en çok seven o,
Belki de onu farklılaştırdığım için mutludur.
Etrafımdaki insanların kendilerini farklılaştırmaya çalışıp,
Beceremediklerini gördüğümde, hiç değilse biz becerdik diye düşünüyorum.
Yani anlayacağınız insanlarda bulamadığım saflığı, dürüstlüğü, sevgiyi,
Onlarda buluyorum.
Bazen aklımı çıkarıp atıp, onlarla yaşamak istiyorum.
Neden bizim de tüylerimiz beyaz çıkmıyor ?
Aşığım onlara…
05:38
Görev yaptığım okula sihirbaz denen ilizyonist gelmişti demiştim kardeş şu güvercini bir görebilir miyim tutabilir miyim O da demişti ki bu Kumru her neyse o hayvancağız çok eziyet çıkıyor çok hırpalanıyordu bayağı üzülmüştüm hayvanin haline şikayet etmeyi bile düşünmüştüm adamı hayvan hakları dengesiz sadece kedi köpek akla geliyor kümesteki 30 günde kesilen tavuk da hayvan bunun da hakkı var aslında